Miras kavramı, kişinin yaşamının son bulması halinde sahip olduğu mal malvarlıklarının akıbetini belirlemekte kullanılan bir kavramdır. Kişinin vefatının ardından geriye kalan mal varlıklarının kim veya kimlerin olacağı konusu başka bir kavram olan ‘mirasçı’ kavramını ortaya çıkarmıştır.
Veraset ilamı bir diğer adıyla mirasçılık belgesi; muhatap kabul edilen mirasçılara mirasçı olduklarını gösteren bir belgedir. Mirasçılık belgesi (veraset ilamı) ile ilgili başlık ve hükümler, Türk Medeni Kanunu’nun 598.maddesinde düzenlenmiştir. “Madde 598– Başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. Mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunulan kimseye, sulh mahkemesince atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verilir. Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir. Ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır.”
Mirasçılık belgesi (veraset ilamı) için mirasçının kendisi veya avukatı notere ya da sulh hukuk mahkemesine başvurarak ilamın kendilerine verilmesini talep ederler. Ancak T.C. vatandaşı olmayan mirasçılar, mirasçılık belgesini sadece sulh hukuk mahkemelerine başvuruda bulunarak alabilirler.
Kişinin vefatı ile kanuni olarak miras, mirasçılara geçmektedir. Buna yasal mirasçılık denildiği üzere; miras bırakanın iradesine bağlı olmayan ve miras bırakanın ölümü ile doğrudan kaynaklanan mirasçılıktır. Yasal mirasçılık Türk Medeni Kanunu’nun 495-501. maddeleri arasında düzenlenmiştir. “Buna göre yasal mirasçılar, miras bırakanın kan hısımları, evlatlık ve altsoyu ile sağ kalan eştir ( MK m. 495-501).Atanmış mirasçı, miras bırakanın kendi özgür iradesiyle mirasının bir kısmını veya tamamını belirli bir kişiye bırakmasıyla mirasçı olan kişidir.” TMK madde 598’e göre mirasçılık belgesini yasal veya atanmış her mirasçı talep edebilmektedir. Yani; vefat eden kişi ile kan bağınız ve akrabalık ilişkileriniz dolayısıyla mirasçı olabileceğiniz gibi, mirasını bırakan kişi de vasiyetnamesinde istediği kişilere mirasını bırakabilmektedir. Kanunda buna atanmış mirasçı denilir. Diğer ortaya çıkan bu duruma bir ay süre ile itiraz edebilirler.
Mirasçılık Belgesi (veraset alımı) talep etmek için kanun nezdinde bazı şartlar bulunmaktadır.
Mirasçılık belgesi Türk Medeni Kanunu’nun 598/1 hükmü uyarınca Sulh Hukuk Mahkemelerinden veya noterlerden alınabilmektedir.
“Madde 598 – Başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. Mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunulan kimseye, sulh mahkemesince atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verilir. Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir. Ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır.” Mirasçı olduğunu düşünen herkes mirasçılık belgesi (veraset ilamı) verilmesi için bir notere veya Sulh Hukuk Mahkemelerine başvurabilirler.
Kişinin ölümünün gerçekleşmesini ve bu durumun devlet kurumu (Nüfus Müdürlüğü) tarafından kayıt altına alınmasının hemen ardından mirasçılık belgesi (veraset ilamı) talep edilebilir. Özetle mirasçılık belgesi (veraset ilamı) herhangi bir süre içerisinde gerçekleşmek durumunda değildir.
Mirasçılık Belgesi (veraset belgesi) alımına dair düzenleme bulunan TMK Madde 598’in ikinci fıkrasına göre; “Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir.” Mirasçılık belgesinde (veraset ilamı) zaman zaman mirasın paylaştırılmasında yapılan hatalardan, mirasçı sayısının fazlalığından, mirasçılardan birisi veya birden fazlası unutulabilme durumları gibi karışıklıklardan ötürü mirasçılık belgesi (veraset ilamı) iptali davası açılabilmektedir. Bu tür davalarda mirasçıların olumsuz ve aynı zamanda çekişmeli bir şekilde ifadeleri olacağı için yargılama bitiminde verilen karar kesin hüküm içermektedir. Mirasçılık belgesinin iptalini isteyen mirasçılar dışında tüm mirasçılar davada gösterilmektedir. Davacının bu davayı açmasında hukuken bir yararının bulunması gerekmektedir. Bu sebeple kural olarak bir önceki veraset ilamında mirasçı olarak gösterilmeyen veraset ilamında mirasçı olarak gösterilmesine rağmen miras payının hatalı hesaplandığı inancında olan mirasçılar bu davayı açma hakkına sahiptirler. Mirasçı ile kan ve soy ilişkisi olmayan ancak vasiyetname ile mirasçı hakkını kazanan kişinin mirasçılık belgesi (veraset ilamı) iptalini isteme hakkı yoktur.Örneğin verilen bir karar göre;
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/2518 Esas ve 2015/11356 karar ve 28.4.2011 tarihli kararında, davalı tarafın eksik olması durumunda mahkemenin ilk görevinin bu tarafı belirlemek olduğunu açıklığa kavuşturmuştur: “…belirlenecek mirasçıları da davaya dâhil edilmeli, bu şekilde taraf teşkili gerçekleştirildikten sonra davanın esasına girilmeli, taraflardan varsa başkaca delilleri de toplanmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.” Bu davalarda görevli olan mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gibi yetkili olan mahkeme ise HMK madde 11/3 gereği, mirasçı olmaya hak kazanmış kişilerden her birinin ikamet ettiği yer mahkemesidir. Bu tür davalar sonucunda verilen veraset ilamı kesindir.
Karabağ Hukuk Bürosu © Copyright 2022 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.