İnsanın huzurlu ve iyi bir yaşam sürme isteği geçmişten günümüze ulaşan güncelliğini koruyan bir konudur. Evlilik, kişinin bu isteğini yerine getirmesinde yardımcı olan en önemli toplumsal olaylardan biridir. Toplumun en temel yapı taşı olan aile, her alanda olduğu gibi İslam dininde de önemli bir yere sahiptir. Ailenin devamını ve refahını sağlamak için yapılan evlilik kurumu, Türk Medeni Kanunu’nda resmi nikâh ile varlığını sürdürmektedir.
İslam dininde dini nikâh, halk arasında daha yoğun kullanılan diğer bir ismi ile imam nikâhı; evlenmeye aday eşlerin inançları doğrultusunda mensup oldukları dine uygun olarak 2 erkek veya 1 erkek 2 kadının şahitliği eşliğinde bir imam (din adamı) tarafından gerçekleştirilen nikâh çeşididir. Çiftlerin evlilik aşamasında sahip oldukları sosyal ve kültürel normlara bağlı olarak nikâh tercihleri kendi içinde değişiklik göstermektedir. Örneğin yine kişilerin yaptıkları tercihler doğrultusunda birtakım sebepler ile resmi nikâh yapmayı istemeyip sadece dini nikâh (imam nikâhı) yapmayı istediklerini görmekteyiz. Bu tercihin sebeplerine bakıldığında sosyo-ekonomik ve dini nedenlerin çiftlerin kararlarını etkilediği sonucuna ulaşabiliriz. Toplumuzda yaygın bir şekilde süre gelen biçimde çiftler; evlenmeden önceki dönemde yani nişanlı oldukları dönemde kendi inançları doğrultusunda dine uygun yaşadıkları inancı ile dini nikâhı (imam nikâhı) tercih edebilmektedirler.
Halk arasında imam nikâhı olarak da anılan dini nikâh; Türk Medeni Kanunu’nda göre ‘dini tören’ kavramı ile yer almakta ve Türk Medeni Kanunu Madde 143’te ‘Aile Düzeni ve Dini Tören’ başlığı ile yer almıştır.
Dini nikâh(imam nikâh); Türk Medeni Kanunu madde 143/3’e göre şu şekilde düzenlenmiştir:
“Evlenme töreni biter bitmez evlendirme memuru eşlere bir aile cüzdanı verir. Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dinî töreni yapılamaz. Evlenmenin geçerli olması dinî törenin yapılmasına bağlı değildir.” Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre Türk Medeni Kanunu’nda yapılan evliliğin geçerli olabilmesi için dini nikâhın (imam nikâhının)yapılması şart olmamakla birlikte; çiftlerin tercihlerine bırakılmıştır. Yine Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik akdinin gerçekleşmesi için geçerli olan nikâh; resmi nikâhtır.
Resmi nikâh Türk Medeni Kanunu’na göre medeni bir nikâhtır. Bu aşamada dini bir törenin varlığı söz konusu değildir. Evlenme töreni olarak da bilinen resmi nikâh; medeni kanunun belirlediği şartlara uygun bir biçimde yapılarak ve sonrasında da varlığı ispatlanabilir bir belge olan aile cüzdanının verilmesiyle gerçekleştirilen bir törendir. Resmi nikâhın yer ve zamanı, kim tarafından yapılacağı, şahitlerin kim olacağı Medeni Kanunu’nda açıkça belirtilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 141.ve 142. maddeleri şu şekildedir:
Madde 141 - “Evlenme töreni, evlendirme dairesinde evlendirme memurunun ve ayırt etme gücüne sahip ergin iki tanığın önünde açık olarak yapılır. Ancak, tören evleneceklerin istemi üzerine evlendirme memurunun uygun bulacağı diğer yerlerde de yapılabilir.”
Madde 142 -“Evlendirme memuru, evleneceklerden her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorar. Evlenme, tarafların olumlu sözlü cevaplarını verdikleri anda oluşur. Memur, evlenmenin tarafların karşılıklı rızası ile kanuna uygun olarak yapılmış olduğunu açıklar.”
Madde 143/2 - “Evlenme töreni biter bitmez evlendirme memuru eşlere bir aile cüzdanı verir.”
Dini nikâh (imam nikâhı), İslam inancına göre çiftlerin evlenirken yapması zorunlu olan bir nikâhtır. Toplumda sıkça yapılan hatalardan biri olan resmi nikâh kıyılmadan dini nikâhın (imam nikâhı) kıyılması beraberinde birçok sorunu getirir. Resmi nikâh kanunlar tarafından tanınırken dini nikâh (imam nikâhı) ise böyle bir hakka sahip değildir. Dini nikâh (imam nikâhı) sonrası evlenen çiftlere resmiyet içeren bir belge verilmediği için hukuk karşısında bir hak ve talebinde bulunulamaz. Ancak resmi nikâhta bu durum tamamen farklıdır. Her şey hukukun gerektirdiği şekilde yerine getirildiği gibi evlenen çiftlere ‘aile cüzdanı’ denilen, evliliklerinin ispatı olan resmi bir belge verilir. Bu cüzdan sayesinde evli çiftlerin her ikisi de kanun önünde evli sayılırlar. Ülkemizde dini nikâhın, resmi nikâhtan önce kıyılmasının olumsuz sonuçları olduğunu görebilmekteyiz. Evliliklerinde problem yaşayan çiftler haklarını savunmak istediklerinde, taraflardan biri evlilik kurumu içinde zarar gördüğünde ortada resmi bir nikâh olmadığı için mağdur durumuna kadar düşebilmektedirler. Eşlerin kanun karşısında her türlü haklarını devam ettirebilmeleri ve birbirlerinden yasal olarak fayda sağlayabilmeleri için resmi nikâha mutlaka ihtiyaç duyulmaktadır. Örneğin boşanma süreci olan çiftlerin resmi nikâhları olmadığında kanunlar karşısında herhangi bir talep de bulunmaları olası değildir.
Bu bağlamda Medeni Hukuk’a göre yapılan yeni düzenlemeler sonucunda Anayasa Mahkemesi tarafından 27.05.2015 tarihinde Türk Ceza Kanunu’nu 230.maddesinin 5. ve 6. fıkraları iptal edilmiştir. Buna göre;
Türk Ceza Kanunu – Madde 230 / 5-6:
“(5) Aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. Ancak, medeni nikâh yapıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar. (6) Evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden bir evlenme için dinsel tören yapan kimse hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir."
Bu iki fıkranın iptalini sağlayan Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesi ise şu şekildedir:
“İtiraz konusu kurallarda, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar ile evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden evlenme için dinsel tören yapanların cezalandırılması öngörülerek, kişilerin özel hayatlarına ve aile hayatlarına saygı gösterilmesi hakkı ile din ve vicdan özgürlüğüne bir sınırlama getirildiği açıktır. Zira kişiler arasında evlilik bağının nasıl kurulacağına ilişkin tercihte bulunulmasının ve bu bağın dinsel ritüel ve uygulamalara göre yapılabilmesinin kişilerin özel hayatlarına ve aile hayatlarına saygı gösterilmesini isteme hakkı kapsamında kaldığı tartışmasızdır… Esasen, kişilerin herhangi bir dini tören veya nikâh olmaksızın fiilen birlikte yaşamaları ve çocuk sahibi olmaları, özel hayata saygı gösterilmesi bağlamında hukuk düzenince suç olarak nitelendirilip cezalandırılmazken, kişilerin özel hayatlarına ilişkin tercihleri ve dini inançları gereği evlenmenin dinsel törenini yaptırmalarının suç olarak düzenlenmesi, anılan ölçüsüzlüğü açıkça ortaya koymaktadır.”
Türk Ceza Kanunu’na göre bazı durumlar dışında (TCK Madde 232/2); dini nikâh (imam nikâhı) kıyılmasına yönelik bir yaptırım bulunmamakla birlikte toplumun en önemli ve temel yapı taşı olan ailenin korunması ve devamının sağlanması açısından resmi nikâhın önemi son derece mühimdir.
Karabağ Hukuk Bürosu © Copyright 2022 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.