Yakın zamanda ülkemizde meydana gelen deprem sonrasında birçok ev yıkıldı ve birçok kişi de yaşamını yitirdi. Ülkemiz deprem kuşağında ve deprem gerçeği ile yaşamak zorundayız. Yaşanan bu acı olay sonrasında deprem hukuku tekrar gündeme geldi. 1999 yılında meydana gelen deprem sonrasında, ilgili yasalarda değişiklikler yapılmış ve inşaat sektörüne düzenlemeler getirilmiştir.
Deprem hukuku konusu oldukça geniştir. Aslında afet hukuku olarak adlandırılabilir. Ancak ülkemizde en çok deprem afeti söz konusu olduğu için mevcut yasalarda düzenlemesi yapılan konu deprem üzerine olmaktadır.
Deprem konusunu ilgilendiren yasalar aşağıda sıralanmıştı:
Özellikle deprem sonrası yaşanan ölümlerle ilgili Türk Ceza Kanununda ağır yaptırımlar bulunmaktadır.
Mesela Türk Ceza Kanunu madde 21:
“(1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. (2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.”
Yapıların fen ve sanat kurallarına göre yapılmasından sorumlu olan kişiler hakkındadır. Bu kişiler görevlerini yerine getirmemiş, sağlam yapılar inşa etme imkanları olduğu halde bu eylemi gerçekleştirmemişler ve birçok kişinin ölümüne neden olmuşlardır.
Türk Ceza Kanununun Kasten Adam Öldürme başlığı altındaki madde 81’de ise:
“Madde 81- (1) “Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır” ve somut olaylara uygun düştüğü ölçüde devam eden hükümler, nitelikli haller ve ihmali davranışla suçun işlenmesi.”
Suçunu ihmali olanlarda aramak doğru bir yaklaşım olacaktır. Çünkü binaları inşa eden ve bu binaların sağlamlığını kontrol edenler, görevlerini yapmadıklarında ne gibi yaptırımlarla karşılaşacaklarını ya da görevlerini ihmal ettiklerinden dolayı can kaybına neden olacaklarını biliyorlardır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 83. Maddesinde ihmal suçu açıkça tanımlanmıştır. Bu maddeye göre ihmal; belirli bir yükümlülüğü olduğu halde bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlerin sergiledi eylemdir. Görevini ihmalden dolayı yaşanan can kayıplarından, ihmal suçunu sergileyen kişiler sorumludur. Yasaya göre bu davranış kasten adam öldürme fiili ile eşdeğerdir.
Türk Ceza Kanununun 83. Maddesi:
“(1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icraidavranışaeşdeğer olması gerekir.
(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için kişinin;
(3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.”
Diyerek ihmal suçunun nasıl meydana geldiğini ve verilecek olan cezayı net bir şekilde tanımlamıştır.
Türk Ceza Kanunundaki bir başka su ise Taksir suçudur ve deprem sonrası ile doğrudan ilgilidir.
Türk Ceza Kanunu madde 22/3’e göre taksir suçu:
“Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.”
Taksirle adam öldürme suçu:
“Madde 85- “(1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Diyerek, depremden önce gerekli önlemleri almayan ve aslında sonucunu öngören kişilerin eylemleri ve alacağı cezalar açıkça belirtilmiştir.
Yasal mevzuat açık olduğu halde mevzuatın yorumlanmasında ve olayın meydana gelişindeki bazı kör noktaların tespit edilmesinde uyuşmazlıklar meydana gelebilir.
Uyuşmazlıklar için 4539 sayılı Doğal Afet Bölgelerinde Afetten Kaynaklanan Hukuki Uyuşmazlıkların Çözümüne ve Bazı İşlemlerin Kolaylaştırılmasına İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabulü Hakkındaki Kanun çıkarılmıştır.
Depremden sonra meydana gelebilecek uyuşmazlıklar için vekaletname aranmaması, delil tespitlerinin öncelikle gerçekleştirilmesi ve adli yardımlardan kolaylıkla yararlandırılması öngörülmüş ve kanun maddesi bu durumlara göre düzenlenmiştir.
Depremden sonraki hasar tespiti çalışmaları, deprem hukuku açısından oldukça önemlidir. Çünkü yıkılan her bina aslında bir delildir. Yıkılan ya da hasar gören binaların deprem yönetmeliğine, fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadığı tespit edilir.
Yıkılan binalardaki arsa ise o binada yaşayan ve tapusu bulunanların sahipliği olarak devam edecektir.
7269 sayılı kanunun 29. Maddesi, depremde evleri zarar görenler için düzenlenmiştir. Bu kanun ve yönetmelik kapsamında:
Yukarıdaki düzenlemeler gerçekleştirilmiştir.
Ayrıca deprem ve diğer afetlerde hak sahibi olabilmek için kişilerin oturdukları binaların oturulamayacak derecede hasarlı olması gerekir. Bu kapsamda;
Yukarıdaki maddelerden de anlaşılacağı üzere, depremle ilgili kanunlarda deprem sonrasında kimlerin hak sahibi olabileceği detaylı bir şekilde düzenlenmiştir.
Depremde zarar gören ve mağdur olan kişi ya da kişiler, doğrudan suç duyurusunda bulunabilecekleri gibi avukatları aracılığı ile de suç duyurusunda bulunabilirler.
Türk ceza kanunun doğrudan ilişkilendiren deprem sonuçları; taksirle adam öldürme, kasten öldürme işinin ihmal sonucu meydana gelmesi kapsamında değerlendirilir.
Deprem sonucu hasar gören ya da yıkılan binalar incelenir. Kusuru ve ihmali olanlar ise Türk Ceza Kanununa göre cezalandırılırlar.
Türk Ceza Kanunu madde 85’te depremde yıkılan binalardan dolayı hayatını kaybedenlerle ilgili dolaylı olarak ifadeler yer almaktadır. Müteahhit fen ve sanat kurallarına göre binaları yapmamış ve birçok kişinin hayatını kaybetmesine dolaylı olarak neden olmuştur.
Yani bilinçli taksirle ölüme neden olmaktan doğrudan sorumludur.
Türk Borçlar Kanunu madde 478’de ise müteahhidin gizli ayıptan sorumluluğu olduğunu ve bu sürenin inşaatın tesliminden 5 yıl sonra sona ereceği yer almaktadır. Ancak aynı maddede müteahhidin ağır kusuru varsa, bina tesliminden itibaren 20 yıl sonrasına kadar müteahhit doğrudan sorumludur.
6305 sayılı Afet Sigortaları Kanununda zorunlu afet sigortası yükümlülüğü getirilmiştir. Bu yükümlülüğü denetlemek ve uygulamak ise DASK kurumuna aittir.
7269 sayılı yasanın 29. Maddesinin son fıkrasında ise deprem sigortası yaptırmamanın çok ağır yaptırımları olduğu ifade edilmektedir.
Mesela depremde konutu ya da işyeri hasar gören birisi varsa ve bu kişi DASK sigortası yaptırmamışsa, 7269 sayılı yasa ve diğer mevzuat hükümlerine göre devletin tazminat ödeme, kredi açma ve konut yapma yükümlülüğü ortadan kalkıyor. Depremde zarar gören kişi ya da kişilerin hak iddia edebilmeleri ve zararlarının karşılanabilmesi için DASK sigortasının yaptırılması şart koşuluyor.
DASK yasası ile ilgili daha fazla bilgiye, https://www.dask.gov.tr/tr/kanun#:~:text=DASK%20%7C%20Do%C4%9Fal%20Afet%20Sigortalar%20Kurumu%20%7C%20Kanun&text=Zorunlu%20Deprem%20Sigortas%C4%B1n%C4%B1n%20d%C3%BCzenlenmesi%3B%204484,nca%2025.11.1999%20tarihinde%20kararla%C5%9Ft%C4%B1r%C4%B1lm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1r. Bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Deprem hukuku konularından birisi de Kentsel Dönüşümdür. 6306 sayılı yasa ile düzenlenmiştir. Bu yasanın amacı, doğal afet riski altında bulunan alanların dönüştürülmesidir. Bu tür alanlardaki riskli yapıların yıkılması, hak sahiplerine geçici olarak konaklama imkanı sağlanması, deprem ve diğer afetlere karşı etkili kent planlaması yapılması gibi konular bu yasada düzenlenmiştir.
Karabağ Hukuk Bürosu © Copyright 2022 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.